bağlamak

Turkish

Etymology

From Old Turkic baġla- [1], from bağ.

Pronunciation

  • IPA(key): [ˈbɑːɫamac]
  • Hyphenation: bağ‧la‧mak

Verb

bağlamak (third-person singular simple present bağlar)

  1. to bind
    Arkadaşım, bu anlaşmaya ben imza atmadım. Beni bağlamaz.
    My buddy, I haven't signed this agreement. It does not bind me.
  2. to connect
  3. to fasten
    "(Önce) Deveni bağla, ondan sonra Allah'a tevekkül et."
    "(First) Tie your camel, than submit to God.
    Hostes, inişe geçmek üzere olduğumuzu ve kemerlerimizi bağlamamızı anons etti.
    [A/The] Stewardes announced that we are going to land and that we fasten our seat belts.
  4. to put through
    Telefonu bağlarsa görüşüp içimi dökeceğim.
    If [he/she/it] puts through, I will talk to (him/her/it/them) and open me.
  5. to tie
    Kravatını kendi bağladı.
    [He/She/It] tied [his/her/its] tie.

Conjugation

Antonyms

  • bağlamamak

Derived terms

  • bağlanmak
  • bağlatmak

References

This article is issued from Wiktionary. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.