olmazsa olmaz
Turkish
Adjective
olmazsa olmaz (comparative daha olmazsa olmaz, superlative en olmazsa olmaz)
- must-have
- Olmazsa olmaz o akıllı telefonu dedesi ona doğum gününde hediye edince hayretten şaşırıp kaldı.
- When his grandpa bestowed on him the must-have smartphone, [he/she/it] was astonished.
- Olmazsa olmaz o akıllı telefonu dedesi ona doğum gününde hediye edince hayretten şaşırıp kaldı.
Noun
olmazsa olmaz (definite accusative olmazsa olmazı, plural olmazsa olmazlar)
- the must-have
- Bu hayatın olmazsa olmazlarına sahip olmak, onun için çok önemliydi.
- The must haves of this life were very important for [him/her/it].
- Bu hayatın olmazsa olmazlarına sahip olmak, onun için çok önemliydi.
Declension
Inflection | ||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Nominative | olmazsa olmaz | |||||||||||||||||||||||||
Definite accusative | olmazsa olmazı | |||||||||||||||||||||||||
Singular | Plural | |||||||||||||||||||||||||
Nominative | olmazsa olmaz | olmazsa olmazlar | ||||||||||||||||||||||||
Definite accusative | olmazsa olmazı | olmazsa olmazları | ||||||||||||||||||||||||
Dative | olmazsa olmaza | olmazsa olmazlara | ||||||||||||||||||||||||
Locative | olmazsa olmazda | olmazsa olmazlarda | ||||||||||||||||||||||||
Ablative | olmazsa olmazdan | olmazsa olmazlardan | ||||||||||||||||||||||||
Genitive | olmazsa olmazın | olmazsa olmazların | ||||||||||||||||||||||||
|
This article is issued from Wiktionary. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.